Trafik İşaretleri ve Levhalar
Tekerlek insanlık için yepyeni bir medeniyetin kapılarının
açılmasına sebep oldu. Bu tekerliğin bir dingile bağlanması ardından bir
mekanizma üzerine oturtulmasıyla da araba icat edilmiş oldu. Önceleri bu
arabanın önüne insan konuldu, sonrasında hayvan vb. canlılarla taşımacılık
yapıldı. Sonrasında bütün bunlara gerek kalmadan motor keşfedildi. Buharlısı,
kömürlüsü, benzinlisi derken günümüzde hibritlisine kadar geldi bu süreç.
Sistemsel olarak araçların gelişimiyle birlikte bu araçların
üzerinde gideceği yollara da ihtiyaç duyuldu. Yollar yapıldı ardından bu
sürücüleri yönlendirmek ihtiyacı hasıl oldu. Tarihte bilinen ilk trafik
levhalarının Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir. 1968 yılına
geldiğimizde Avrupa Ekonomik topluluğunun Viyana’da yaptığı toplantıyla günümüz
trafik işaretleri bugünkü şekliyle bütün dünyada geçerli standartlarda
kullanılmaktadır. Tabi bütün bu gelişmeler beraberinde de bir takım sorunları
getirdi. İlk ölümlü kaza 1899 yılında Londra’da gerçekleşti.
Trafik işaretleri bütün ülkelerde belli standartlarda
kullanılıyor da kendi özelimize indiğimizde durum iç açıcı değil. Sürücü
belgesine sahip yıllardır trafikte olan insanlarla yapılan trafik levhaları
anketinden çıkan sonuca göre; trafik levhalarının bilinme oranı %24
seviyesinde. Bu oran her yıl binlerce trafik kazasının da neden olduğunu da çok
açık şekilde ifade ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 1 Milyon
240 binden fazla insanın ölümü ve 50 milyon insanın yaralanmasına neden olan
Trafik güvenliği sorunu, küresel bir Halk sağlığı problemi haline gelmiş
durumda.
Tüm Dünyada olduğu gibi Trafik kazalarında en büyük hatalar
sürücü kusurlarından kaynaklanmaktadır. Kuşkusuz Trafik kültürünün eksikliği,
yol standartı, yatay ve düşey işaretlemelerin yetersizliği ile araç kullanım
kusurları sınıfına giren uyku apnesi, alkollü araç kullanımı, yorgunluk
kazaların başlıca nedenlerindendir. Ancak yıllardır eğitim almamış ve
kullandığı aracın teknolojisini iyice öğrenmemiş sürücülerin Türkiye’deki
kazalarda sebebiyetleri ve sorumlulukları %90-95 dir. Bu oran AB ülkelerinde
%65 ABD’de ise %58’dir. Bu ise Trafik kazalarının önlenmesi ve yol güvenliğinin
sağlanması için en önemli argümanın sürücü olduğunu ve yapılacak ilk proaktif
eylemin, sürücülerin eğitim ve yeterliliklerinin geliştirilmesine hedeflenmek
olduğunu göstermektedir.
Türkiye'de 2015 yılı ilk çeyreği itibarıyla toplam 25 milyon
kişinin sürücü belgesi bulunuyor. Ehliyeti olanların 19 milyonunu erkekler, 6
milyonunu kadınlar oluşturuyor. Emniyet Trafik Müdürlüğü verilerine göre, son
beş yılda araç sayısındaki artış oranı % 40, sürücü sayısındaki artış ise % 23
oldu. Araç ve sürücü sayılarındaki bu yıllık artış oranı ile, 2025 yılında araç
sayısının bugüne göre %100 artacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de ehliyetlerin 1920'li yıllardan itibaren
verildiğini düşünürsek, yaklaşık 95 yıla yakın bir süredir ehliyet sahiplerine
sürüş yeteneklerinin ve sağlığının son durumu hakkında herhangi bir test
uygulanmamıştır. Bugün Türkiye karayollarında araç süren birçok sürücünün
sağlık durumu, yeni araç teknolojileri hakkında bilgi seviyesi, trafikteki
farkındalık yetenekleri ve psikolojik profili hakkında gerekli bilgi hafızası
oluşturulmadığından, genel sürücü profili hakkında herhangi bir bilimsel yorum
yapmak mümkün değildir.
Yıllardır uygulanan ehliyetlerin veriliş sisteminin
yanlışlığı, her yıl trafik kazalarında binlerce kişiden anlaşılmaktadır. Yeni
yolların yapımına rağmen artan taşıt sayısının da etkisiyle, her geçen yıl
ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısı artmaktadır.
Türkiye’de ehliyet vermeye
yönelik yüzlerce sürücü kursu bulunmaktadır. Bu kurslardaki yöneticilerin
trafik kültür ve deneyim birikimlerinin yetersizliği, denetimler ile eğitimin
uluslar arası normlarda olmayışı, trafik kazalarını tetikleyen ve trafik de iş
güvenliğini etkileyen önemli problem olarak önümüze çıkmaktadır.
Netice olarak, trafik kazalarının önlenmesi ve trafik
güvenliğinin sağlanması için, Türkiye’de başlangıçta tüm ticari araç
sürücülerine, bilahare bireysel araç süren profesyonel ehliyetli tüm
sürücülerin ehliyetlerinin, kurulacak Trafik Akademilerinde teorik ve pratik
eğitimlerden geçerek yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.